Çekilme

Gelibolu'dan Yunanistan tarafsız olduğu halde, İngiltere ve Fransa, Çanakkale'deki kuvvetlerinden birer tümen çekerek 3 Ekim'de Selanik'e çıktılar. Çanakkale'den çekilme fiilen başlamış oldu. 11 Ekim'de Kitchner, General Hamilton'dan boşaltma sırasında ne kadar kayıp verildiğini soruyordu, iki gün sonra Hamilton geriye çağrılıyor, yerine General Monroe gönderiliyordu. Churchill'e göre Çanakkale Savaşı için hiçbir sempati duymayan ve savaşın ancak Almanları öldürmekle sonuçlanacağına inanan bu komutan, Gelibolu'nun tümüyle boşaltılmasını tavsiye etti. Kesin bir karara varılması için Kitchner, 9 Kasım'da Çanakkale'ye gelip incelemelerde bulundu ve boşaltmadan başka yapacak birşey olmadığını gördü. 19-20 Kasım gecesi, yoğun bir sis perdesinden faydalanılarak çadırlarını olduğu gibi bırakıp, hareketlerini maskeleyen Anafartalar ve Arıburun'daki kuvvetler, başarılı bir çekilme yaptılar. Savaş gemilerinin himayesinde bulunan güneydeki kuvvetlerin son birlikleri ise 8 ve 9 Ocak günlerinde çekilip gittiler. Çanakkale Savaşı artık tarih olmuştu. 

Anafartalar’da yaşanan zaferin ardından, Müttefik Kuvvetlerinin hem moralleri bozulmuş, hem de Çanakkale’nin geçilebileceği umutları yok olmaya başlamıştı. Ian Hamilton’un bütün ısrarlarına rağmen cepheye artık tek bir asker bile gönderilmediği gibi, Çanakkale’den iki tümen alınmış ve batı cephesine gönderilmişti.

Kısacası Ağustos’tan sonra çekilme planları yapılmaya başlanmıştı. Harbiye Nazırı Lord Kitchener, son defa bölgeyi ziyaret etmiş, artık Çanakkale bölgesindeki Türk savunmasını sökmenin ve buradan boğaz harekatını bir neticeye vardırmanın, hele hele İstanbul sevdasına kapılmanın imkanı kalmadığını anlayarak, Ocak 1916’da Çanakkale’deki kuvvetlerin, Selanik çıkarmasında kullanılmak üzere gönderilmesinin kararını komiteye sunmuştur.

Müttefik askerleri 8 Aralık’tan 20 Aralık’a kadar Anafartalar ve Arıburnu bölgelerini, 28 Aralık’tan, 9 Ocak 1916’ya kadar da Seddülbahir bölgesini tahliye etiler.

Su Arıtma Kabinleri

Boşaltma işlemi gerçekten çok iyi planlanmıştı. Askerler her türlü tedbiri almış, geride ayarlı ve sonradan patlayacak olan tüfekler, takip edilmelerine karşı mayınlar bırakmışlar, sessizlik için ayaklarına çuvallar bağlamış ve hatta son güne kadar ileri mevzilerden çekilmeyerek, savaşmışlardır.

Türklerin bu çekilmeden haberi yok muydu? Bu soru Türk tarafı için en çok sorulan sorulardan biridir. Müttefik kuvvetlerinin çekilmedeki başarısı yadsınamaz; çekilme iyi planlanmış, hava koşulları beklendiği gibi gitmiştir.

Siperlerde Kukla Askerler

Türk kuvvetleri ise, Müttefik kuvvetlerine göre hep yüksek noktalarda mevzilenmişler ve bu nedenle de düşman askerlerine geçit vermemişlerdi. Türk resmi kaynaklarına göre Yarımada'nın Müttefik askerleri tarafından boşaltılmasından, Türk tarafının haberi kesinlikle olmamıştır.

Türk askerleri çekilmeden haberdar olsalar dahi, büyük bir taarruza kalkışmamışlardır. Çekilen tarafa çok büyük zayiat verdirmek mümkünken, saldırmamayı tercih etmişlerdir. Çünkü artık feda edilecek tek bir Türk askeri bile yoktu. Dört bir yanda savaş içinde olan Osmanlı Devleti’nin eli silah tutan herkese ihtiyacı vardı.

Kendiliğinden Patlayan Tüfeklerden Biri

Sonuç olarak; 9 Ocak 1916’da Gelibolu Yarımadası’nda tek bir Müttefik askeri bile kalmamış, Çanakkale’nin geçilememesi ile Birinci Dünya Savaşı’nın çizgisi, savaşa katılan bir çok ülkenin de kaderi değişmiştir.

---

Kaynak

Osmanlı Tarihi, IX. Cilt, İkinci Meşrutiyet ve Birinci Dünya Savaşı (1908-1918), Ord. Prof. Enver Ziya Karal, 429-518 ss. 
Çanakkale 1915 CD-ROM