Geç Antikçağ’da Ermeniler ve Hıristiyanlaşmaları Üzerine Notlar, (Prof. Dr. Turhan KAÇAR)

Bizans imparatoru Mauricius (582-602), çağdaşı Sasani kralı II. Khusro’ya (Hüsrev) (591-628) yazdığı bir mektupta, iki ülke arasında yaşayan Ermenilere karşı şöyle bir ortak politika izlenmesini önermektedir: İkimizin sınırları arasında kalan bu Ermeniler, yoldan çıkmış ve itaatsiz bir millettir. Ben, sınırlarım içinde kalanları toplayıp Trakya’ya süreceğim; sen de kendi sınırların içinde kalanları toplayıp doğuya gönderilmelerini emret. Bunlar kendi topraklarında kalırlarsa bizim için asla huzur olmayacaktır. Ermeni asıllı bir tarihçi olan Sebeos’un kaleminden günümüze ulaşan bu satırlar, sadece M.S. VI. yüzyılın sonunda bir Bizans imparatorunun kendi tebaasına bakışını yansıtmamaktadır. Bu satırlar aynı zamanda, çağının iki süper gücü arasında tampon olarak kalan Ermenilerin “arada” konumlarını ve “bölünmüş bağlılıklarını ve aidiyetlerini” de yansıtmaktadır. Ermenilerin bu konumu Mauricius döneminde birden ortaya çıkmış değildi, daha ziyade geçmiş yüzyılların bir mirasıydı. Bu bağlamda, Ermeni Eskiçağ tarihini özellikle Roma–Sasani ilişkileri ve Hıristiyanlaşma çerçevesine sınırlandırmayı amaçlayan bu çalışma, hiç kuşkusuz Roma dönemi Ermenileri’nin yaşadığı coğrafyanın tarihsel ortamını da özet olarak dikkate alacak ve Ermenilerin kökeni ve Romalıların gelişine kadar Doğu Anadolu’da Ermenilerin durumuna ilişkin kısa bir perspektif sunacaktır.

Metnin tamamı için tıklayınız...