Selçuklular ve Osmanlılar Döneminde Ermenilerle Bir Arada Yaşama Örneği | Prof. Dr. Mehmet ŞEKER

XI. Yüzyılda, 1071 yılında Büyük Selçuklularının kazandıkları Malazgirt savaşından sonra, Anadolu’da yeni bir ortamın doğmasına yol açan gelişmeler olmuştur. Özellikle, birçok Türk aşireti doğudan batıya doğru Anadolu’nun çeşitli yörelerine sevk edilmiş olup, Mengücük, Artuk ve Saltuk beyliklerinin esasını teşkil etmiş olan bu aşiretler, devamlılık arz eden göçleri de besleyip yönlendirmişlerdir. Daha sonra da Anadolu Selçuklularının kurulması ile de bu devletin asıl unsurunu oluşturmuşlardır. Bu topraklarda oturan Gayr-i Müslim ahalinin bir bölümünün ise daha önceki yıllarda Bizans’ın baskıcı politikası sebebiyle kısmen de olsa yerlerini terk ettikleri bilinmektedir. İşte, Türklerin fetihleri de bu ahalinin diğer bir kısım toprakları terk etmelerine sebep olmuştur. Bunlardan boşalan yerlere ise zaman zaman vuku bulan göçlerle gelen Türk nüfus yerleşmiştir. Gerçi bu durum, hemen bir anda olup bitmiş bir hadise değildir. Ortalama iki yüzyıl boyunca süre gelen göçler değişik olaylar sebebiyle bazen artmış, bazen de durmuştur. Bu gelen Türkler, yerleştikleri şehirlerde veya köylerde, Gayr-i Müslim, çoğunluğunu Hıristiyanların oluşturduğu, halkla karşılaşarak, onlarla birlikte yaşamaya başlamışlardır...

Metnin tamamı için tıklayınız...