Din Faktörünün Türk-Ermeni Münasebetlerine Yansımalarından Bir Kesit | Prof. Dr. İsa YÜCEER

Farklı din mensuplarının birbiriyle irtibatlarının olması doğaldır. Bu ilişki Müslümanlarla Hıristiyanlığın farklı kesimleri ile olunca sıkı münasebetler nedeniyle daha ileri konum almıştır. Zira Müslümanlar kendilerini dinleri gereği kitap ehli olarak bilinen kesimlere yakın görmektedirler. Din bağlamında ortak inanç ve bakış açılarının çokluğu bu yakınlıkta önemli bir etkendir. Farklı medeniyet ve dinleri temsil edenlerin birlikte aynı mekanı paylaşmalarında Müslümanlar samimi duygularla muhatapları ile iyi geçinmişlerdir. Bunu onlara din ve onun konu
ile ilgili hükümleri belirlemiş, meseleyi açık ayetlerle netleştirmiştir. Farklı fikir ve felsefi düşünce mensupları, muhtelif yaklaşımlara sahip olan muhalif anlayıştakiler birlikte aynı ortamda bulunmuş ve kader onları bir arada olmaya mecbur etmiştir. Hz. İsa’dan sonra Hıristiyanlık yayılmış, İslam’ın gelişi ile birlikte bu iki dinin mensupları ister istemez komşu olmuş ve aynı mekanda bir arada yaşamışlardır. Müslümanlar İslam’ı duyurma ve bu dine insanları çağıma faaliyeti yürütürken muhataplarına dinlerini sunmuşlardır. Doğal olarak iki kesim birbiriyle iletişim kurmuş ve hakim din İslam olurken diğer dinler de varlığını korumuştur...

Metnin tamamı için tıklayınız...