XIX. Yüzyılın Sonlarında Kayseri Ermenileri | Doç. Dr Ahmet KOLBAŞI

Kayserinin kent yerleşimi açısından tarihin en eski dönemlerine kadar uzanan bir geçmişi vardır. Kayseri Anadolu’da kurulan dünyanın eski Pazar yerine ve aynı zamanda doğu-batı ve güney kuzey istikametindeki Anadolu ticaret yollarının kesiştiği kavşak noktaya çok yakın bir şehirdir. Selçuklular ve Osmanlıların döneminde de ticaret yollarının korunması maksadıyla aldıkları tedbirler veya yaptıkları han ve kervansaraylar ile bu yollar canlılığını korumuştur. Selçuklular XIII. ve XIV. asırlarda Asur ticaret kolonisi Kültepe’ye çok uzak olmayan bir yerde milletlerarası bir ticaret panayırını “Yabanlu Pazarı”nı kurmuşlardır. Ekonomik ve ticari açıdan Osmanlı devrinde de canlı olan Kayseri şehri önce Karaman, sonra Ankara eyaletine sancak olarak bağlanmıştır. XVII ve XVIII. asırlarda Kayseri’nin çarşı-pazar gelirlerinin tamamını hesaplamak mümkün olmamakla beraber bir belgeden Kayseri’nin XVII. asırda “bac-ı bazâr” gelirlerinin senelik 63.000 akçe olduğu tespit edilebilmiştir. Kayseri’nin merkezinde; Gön Hanı, Abdi Bey veya Kıflamazoğlu Hanı, Vezir Han, Pamuk Han bulunmakta, Karatay Kervansarayı ve Sultan Han Sivas Yolu üzerindedir...

Metnin tamamı için tıklayınız...